Haber

Kılıçdaroğlu: “Halkın Hakkı Olan Serveti İhalelerle Yerine Getiren Hükümdarların Düzeni, Sarsılmaz Sanılan Babil Kulesi Gibi Çökmeye Mahkûmdur…

HABER: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: ADEM KARABAYIR

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Halkın servetini ihalelerle satan hükümdarların düzeni, sarsılmaz sanılan Babil Kulesi gibi yıkılmaya mahkumdur, biz de onu mutlaka yıkacağız. Milletimiz seçimden önce milletimizin ne anlama geldiğini gösterecek.Ben buna gönülden inanıyorum.” Biz onu aldığımızda halkın sofrası şenlenecek ve hak yerini bulacaktır. Evet, bunu başaracağız” dedi.

Şişli Belediyesi Toplumsal Yardım Lansmanı bugün Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun ve Onursal Adıgüzel, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu ( DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Şişli’de yaşayan vatandaşlar katıldı.

“AMACIMIZ GÜZEL BİR ÜLKEDE BİRLİKTE YAŞAMAK”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Güç istiyorsanız çalışacaksınız arkadaşlar. Hep birlikte çalışacağız. Güzel bir sloganımız olsun. Ama tarihin hepimize yüklediği bir sorumluluk var her birimize. Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu durumu beğenmiyorsanız. , ‘Evet bu sistem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin beka meselesidir’ diyorsanız, Genç-genç, yaşlı, kadın-erkek her birimizin tarihi bir sorumluluğu var ve yerine getirir getirmez. Bu sorumlulukla Türkiye’nin önünü açacağız ve Türkiye hep birlikte kucaklaşacağı, barışa ulaşacağı güzel bir ülke olacak.

Amacımız her zaman güzel bir ülkede birlikte yaşamaktır. Bunu yapacağız, bundan emin olmanızı istiyorum. Buradasınız sevgili Şişli hepinize çok teşekkür ederim. Şişli Belediyesi ve sevgili belediye başkanımızın ev sahipliğinde düzenlenen bu güzel toplantıda bir arada olmaktan son derece mutluyum.

HALKIMIZ ÇOCUKLARINA İYİ BİR GELECEK BIRAKMAK İÇİN BIRAKTIĞINDA TENİNİN TATLIYI İLE ÇALIŞARAK BESLENMEK ZORUNDA KALIYOR”

Her köşesinden bereket fışkıran toprakları olan bir milletiz. Bunu Türkiye’de görüyoruz. Yüzyıllar boyunca bu verimli topraklar üretimin eşiği oldu. Karnımızı doyurmakla kalmadık, sofralarıyla uygulama, dayanışma ve paylaşma kültürümüzü de genişlettik. Bu topraklar dertlilere şifa, hastalara şifa, dertlilere neşe olmuştur. Sofraların rahmeti paylaşıldıkça artar.

Bu sofralarda müşterekler kadar farklılıklar da barındırıldı. Bizler bugün bu kadim kültürün taşıyıcılarıyız, birlikteyiz. Bu kültürü yaşatmak artık her zamankinden daha değerli çünkü saray düzenlemesiyle ekonomik çöküşe sürüklenen ülkemizde halkımız, bırakın çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak bir yana, çocuklarını beslemek için bile çok çalışmakta zorlanıyor. . Milyonlarca insanımız, bırakın yeterli bir hayat yaşama hayalini, hayatta kalmak için savaşmaya devam ediyor. Kuru ayazda halkımız ekmek kuyruklarında bekliyor. Sabahın köründe ucuz et almak için Et ve Süt Kurumu önünde saatlerini harcıyor. Bu tablo kaybedecek bir dakikamızın bile olmadığının en büyük göstergesi. Bu tabloyu görüyorsak, bu tabloya karşı mücadele etmek her vatanseverin, her yurtseverin, her yurttaşın, aklı başında her insanın ortak görevidir ve bu ortak görevi güç haline getirmek bizim asli görevimizdir.

“‘OKULDA BESLENME PROGRAMI’ UYGULAMASI İÇİN HÜKÜMETE DAVETİYE KARŞIYIZ, KANUN VERİYORUZ, HEPSİ REDDEDİLDİ”

Çocuğunun beslenme çantasına kuru ekmekten fazlasını koyamayan ailelerin acizliği, o kadarına bile yetişemeyen çocukların eğitimi bırakıp çalışmak zorunda kalması, okulda yaşıtlarından utanıp başını öne eğen çocuklarımızdır. … Kimin çocukları onlar? Evlatlarımız, bu vatanın evlatları… Bir çocuk aç kaldığında hangimiz geceleri rahat uyuyabiliriz? Muhtaç bir komşu çaresizlik içinde hayata tutunmaya çalışırken hangimiz evlerimizde huzur içinde yaşayabiliriz?

Bu trajediyi gerçeğimiz haline getirdiler. 20 yıl sonra bu trajedi hayatımızın bir gerçeği olarak ortaya çıktı. Bugün bu ülkede 1 milyonu aşkın çocuk okula aç giderken saraydan gelen kişi küresel forumlara gönderdiği açıklamada ‘Çocuklarımız ve gençlerimiz için daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanabiliyorum’ diyor. Ancak milyonlarca çocuğun hakkını ve rızkını bir avuç zengine gözünü kırpmadan verebilir. Adalet, hangi adalet? Siz kimsiniz, kim adalet, adaletin ‘a’sını bile bilmeyenler ülkeyi yönetmeye kalktığında hep birlikte Türkiye resmini görüyor ve yaşıyoruz.

Hükümeti defalarca ‘Okul Beslenme Programı’nı uygulamaya davet ettik. Çocukların okulda sağlıklı yemek yemeleri için ek bütçeye katkıda bulunmaya çalıştık ve bir öneride bulunduk. Yetmedi kanun teklifinde bulunduk. Hepsi reddedildi. Bunu da tüm İstanbulluların ve Türkiye’de derin yoksulluk içinde olan veya karın doyuran ve yoksulları düşünen tüm yurttaşlarımızın bilgilerine sunmak isterim.

Soru şu: Çocukları yoksulluğa mahkûm edenler, çocuklar için daha iyi bir dünya kurulmasına katkıda bulunabilirler mi? Sevgili halkım; CHP, Milli Kurtuluş Mücadelemizden doğan, zorluklarla baş etmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen, mücadele için yaşayan 100 yıllık bir çınardır. CHP’li belediye başkanlarımız bu faciayı tabii ki oturup izlemiyor. Gözü yaşlı anneler, çaresiz babalar, aç çocuklar onları hiç yalnız bırakmıyor. Belediyelerimiz, insan için kendi kaynaklarını son damlasına kadar kullanarak, buluşamadıkları yerde toplumsal dayanışmayı örgütleyerek, yenilikçi ve yaratıcı çözümler geliştirerek ihtiyaç sahibi her vatandaşımızın yanında yer almaktadır.

“ŞİŞLİ MASASININ TÜM SERVETLERİNİ, GÜZELLERİNİ, BİLETLERİNİ VE HAKLARINI ÜLKEMİZİN DÖRT KÖŞESİNE YAYMA ZAMANIDIR”

Bugün burada Şişli masasında buluştuk. Muammer Keskin önderliğinde hayata geçirdiği maket ile çocuktan gence, kadından yaşlıya, engelliden sokaktaki can dostlarına kadar herkese dokunduğunu duyduk, gördük. Liderlerimiz her vatandaşın ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyor. AŞ konutu aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine sıcak yemek ulaştırılıyor. Gıda bankası aracılığıyla ücretsiz alışveriş sağlanmaktadır. Aynı ve nakit besin takviyesi yapılır. ‘Aşkım’ dedikleri restoranlarla israfı önlüyor, taze ama taptaze ürünleri komşularla paylaşıyorlar. Şişli’de yaşlılara sıcak yemek dağıtılıyor. ‘Beslenme Çantam’ uygulaması ile çocukların okulda yeterli beslenebilmesi için seferberlik başlatıldı. Öğrenciler portatif yemek araçlarıyla beslenir. Mahalle mutfağı ile yemek bölümünde iş arayanların istihdamına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Kadın kooperatifleri dayanışma göstererek kadınların güçlenmesine katkıda bulunur. Şişli Sofrası çok zengin bir sofra.

Sofra büyüdükçe zenginlik azalmaz, paylaşıldıkça bereketi sürekli artar, tıpkı Halil İbrahim Sofrası gibi. Biliyorsunuz bizim kültürümüzde sofranın bereketi, o sofrada yemek yiyenlerin sayısıyla orantılıdır. Şişli Belediyemiz de birçok belediyenin yaptığı gibi besin takviyesi olan lokmaları paylaşıyor. Dertleri paylaşır, dertlere çözüm üretir. Hepinizin huzurunda Şişli Belediye Başkanımızı tebrik ediyorum.

Buradan diğer tüm belediye başkanlarımıza da sesleniyorum; Şişli Sofrası’nın tüm zenginliğini, merhametini, şefkatini ve adaletini ülkemizin dört bir yanına yaymanın zamanı geldi. Hepinizden bunu bekliyorum. Bugün sevgili dostlarım, bir arada olma ve birlikte olma günüdür.

“HALKTAN DEPOLANAN 418 MİLYAR DOLARI SATIN ALDIĞIMIZ ZAMAN HALKIN SOFRASI KEYİFLİ OLACAK”

Güç ve zenginlik içinde yüzen Babil Krallığı’nın haramzade sofralarına karşı Hz. Herkese açık, herkesin eşit olduğu, kalabalık büyüdükçe merhameti artan Halil İbrahim Sofrası’nı kuruyoruz. Bu masada ne para var ne de ihtişam. Bu tabloda eşitlik vardır. Bu masada adalet var. Bu sofrada dayanışma ve haysiyet vardır. Çocuk sevgisi var, büyüklere saygı var, saygı var. Bu sofrada sadece karınlar dolmaz. Cömertlik, paylaşma, eşitlik ve adalet gibi değerlerimiz de bu sofralarda yaşatılmaktadır.

Bu sıkıntılı zamanlarda, her birimiz birbirimizin omuzlarını omuzluyoruz. Hüznü ve sevinci paylaşıyoruz. Bu sofrada hep birlikte huzurlu ve huzurlu bir yaşam inşa etmeye çalışıyoruz. Komşularımız açken tok yatmayalım diyoruz. Bunu şaka olsun diye söylemiyoruz. Belediyelerimiz bunun için yoğun bir şekilde çalışıyor. Tek bir vatandaşımızın bile başının belaya girmesine asla razı değiliz, olmayacağız da. Halkın hakkı olan serveti ihalelerle satan hükümdarların sistemi, sarsılmaz sanılan Babil Kulesi gibi yıkılmaya mahkumdur, biz de onu mutlaka yıkacağız. Milletimiz bunun ne demek olduğunu önümüzdeki seçimlerde gösterecek. Buna yürekten inanıyorum. Halktan çalınan o 418 milyar doları kuruşuna aldığımızda halkın sofrası şenlenecek ve hakkı bulunacaktır. Evet, bunu başaracağız ve birlikte başaracağız.

“Özellikle İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANIMIZ TÜM ENGELLERİ AŞAR”

Tabii diğer belediye başkanlarımız da çalışıyor ama İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın hakkını vermek zorundayız. Sadece yemek alanında değil, metrodan can dostlarına kadar her alanda İstanbulluların yaşanabilir bir şehirde yaşaması için her türlü çabayı gösteriyor.

Evet, manilerin kaldırıldığını biliyorum. Ama bildiğim tek bir şey var, başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız olmak üzere belediye başkanlarımız tüm engelleri aşar ve halkına hizmet eder. Bunu tüm Türkiye’de yapacağız. Allah bize nasip etsin ki, iktidara geldiğimizde sadece belediyelerimizin bulunduğu yerlerde değil, Türkiye coğrafyasının her yerinde, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Aile Yardımları Sigortası ile kimsenin yoksulluğunu ortaya çıkarmadan herkesi kucaklayarak bu ülkede barışı sağlayacağız ve bu ülkede hiçbir çocuk aç yatmayacak. Bu ülkede anneler çocuklarını huzur içinde yatıracak, biz de bu ülkede kadının gücünü hep birlikte sadece Türkiye’deki iktidarlara değil tüm dünyaya göstereceğiz. Gençler yine bu ülkede huzur içinde çalışacaklar, yurt dışında değil Türkiye’de umutlarını yeşertecekler. Her biri bu coğrafyanın birbirinden güzel fidanları ve biz o fidanları büyüteceğiz. Bundan da kimse endişe etmesin.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu